Satın alabildiklerine rozet, Satın alamadıklarına kelepçe takıyorlar
Demokratik Hayalistan Cumhuriyeti’nde hukuk, adaleti sağlamak yerine iktidarın bir baskı aracı olarak kullanılıyor. İktidar, satın alabildiği siyasetçilere ve gazetecilere parti rozeti takarken, satın alamadığı siyasetçilere ve gazetecilere ise kelepçe takıyor. Yasalar, halkın çıkarlarına göre değil, yönetenlerin çıkarlarına göre esnetiliyor. Bugün suç olmayan bir eylem, yarın geriye dönük işletilen yasalarla suç haline getirilebiliyor. Adalet, kişiye özel bir silah gibi kullanılıyor.
Gazeteciler, gerçeği yazdıkları için hapse atılıyor; muhalefet mensupları sahte davalarla tutuklanıp susturuluyor. Halk, korku atmosferi içinde yaşamak zorunda bırakılıyor. Yargı, bağımsızlığını yitirerek iktidarın emir eri haline geldi. Sokakta konuşulan her söz, sosyal medyada yazılan her cümle potansiyel bir suç sayılabiliyor. Ülkede hukukun temel ilkesi şu hale geldi: Bize yasal, size yasak.
Ancak tarih defalarca kanıtlamıştır ki zulüm ne kadar artarsa, halkın direnme gücü de o kadar artar. 2027 seçimlerine doğru giden süreçte Demokratik Hayalistan zor günler geçirecek. Baskılar artacak, sindirme politikaları derinleşecek. Ancak hiçbir karanlık sonsuza kadar sürmez.
Günü geldiğinde, susturulmaya çalışılan halklar birleşecek ve adalet yeniden yerini bulacak. Çünkü unutulmaması gereken en önemli gerçek şudur: Hukuku yok edenler, er ya da geç hukuk önünde hesap verir.

Merhabalar.
Saptamanız o kadar yerine oturmuş ki, doğru söze ancak şapka çıkartılır. Sizin de ülke hakkında ki düşünceleriniz çok isabetli ve yerinde. Ancak, seçimlerle ilgili beklentisi istediği gibi olmazsa, ülke içinde karışıklıklar çıkarıp, olağanüstü hal ilan ederek sittin sene iktidarda kalabilirler. Şu son haksız ve hukuksuz olaylar, karışıklığın fitili olabilir. Belki de halkın galeyana gelmesini istiyorlar da olabilir. Yani bunlardan her şey beklenir. Bunlar iktidarı kaybetmeyi göze alamazlar. Bunlar iktidarı kaybettiklerinde, kendilerinin sonlarının çok kötü olacağının bilincindeler. Bu nedenle iktidarı kaybetmemek adına her şeyi yaparlar. Çok dikkatli olmamız gerekiyor.
Selam ve saygılarımla.
Öncelikle yorumunuz ve ziyaretiniz için teşekkür ederim. Kapital, kendini asla yok etmez. Türkiye Cumhuriyeti, pardon, Demokratik Hayalistan Cumhuriyeti, Avrupa’nın ve ABD’nin ileri karakolu konumundadır. Kapital, bu karakolun yıkılmasına veya bölünmesine asla izin vermez. Eğer Türkiye Cumhuriyeti, aman hay dilime yani Demokratik Hayalistan Cumhuriyeti, çok kötü bir duruma düşerse, biz de buradan ayrılırız.
Merhabalar.
Cevab-i yorumunuz için teşekkür ederim. Yorumunuzdaki “…Demokratik Hayalistan Cumhuriyeti, çok kötü bir duruma düşerse, biz de buradan ayrılırız…” bu son cümleyi biraz daha açabilir misiniz?
Selam ve saygılarımla.
Recep Altun Beye: Kapital, kendini yok etmez. Demokratik Hayalistan Cumhuriyeti, Avrupa’nın ve ABD’nin ileri karakolu konumundadır. Kapital, bu karakolun yıkılmasına veya bölünmesine asla izin vermez demiştim. Daha önce de belirttiğim gibi, 2027 yılında büyük ihtimalle bir seçim olacak. Eğer bu iktidar, seçimle ya da anti-demokratik yollarla iktidarda kalmayı başarırsa, bu durum kapitalin Demokratik Hayalistan Cumhuriyeti’nden vazgeçtiği anlamına gelir. Böyle bir senaryoda, Demokratik Hayalistan Cumhuriyeti’nin ne hale geleceğini tahmin etmek bile zor. Eğer böyle bir durum yaşanırsa, ben de bu ülkeyi terk edip yurtdışına gitmeyi düşünürüm. Şu anda hala bu ülkedeysem, bunun tek nedeni bu ülkeyi sevmem, hatta aşık olmamdır.